GüncelKadınMakaleler

KADINLARIN BİRLİĞİ | Kadın İsyanından Herkesin Öğreneceği Bir şey vardır

"kadınların birleşik mücadelesinin katılan tüm kesimlerin farklılıklarına değil, ortaklığına yapılan vurguyla başarılı olduğunu söylemeliyiz"

Tüm dünyada uzunca bir süredir -özellikle son 4-5 yıllık dönemde daha da görünür bir şekilde- “kadın isyanı” yaşandığını kabul etmeyen kimse kalmadı artık.

Bu isyanın aldığı biçimher ülkedefarklılık gösterse de genel itibariyle niteliği yani talepleri, kullanılan yöntemler, eylemlerin biçimi vs. bütünlüklü bir değerlendirmeyi fazlasıyla hak ediyor. Bu, hem yaygınlığı açısından hem de elde edilensomut kazanımlar açısından daha da önemli hale geliyor. Bu deneyimleri incelemeye sadece kadın özgürlük mücadelesi bağlamında değil, sınıf mücadelesinin tüm alanlarına örnek olması açısından ihtiyaç var.

Bugünkü kadın isyanının en temel özelliklerinden biri farklı ülkelerde, farklı taleplerle, farklı şekillerde sokağa çıkan kadınların giderek birbirine yakınlaşması, birbirinden öğrenmesi, karşılıklı destek ve dayanışmayı örmesidir. Yani kadın mücadelesi bu şekilde deyim yerindeyse “küresel” bir hal almakta, kadınların birbirinden güç ve örnek almasının önünü açmaktadır. Hareketin en güçlü yanı budur diyebiliriz.

Örneğin İsviçre’de ya da İzlanda’daki “eşit işe eşit ücret” talepli kadın grevi, tüm dünyada destek-dayanışma bulup birçok ülkede grev örgütlenebiliyor; Şili’de kadınların Las Tesis dansı tüm dünyada kadınların ortak ezgisi olabiliyor, Rojava’da kadınların DAİŞ çetelerine karşı verilen savaşın ön saflarındaki konumu onlarca ülkede Rojava’yı savunma komitelerinin-platformlarının kurulmasına öncülük edebiliyor, on binlerce kadın Kobanê’nin kurtuluş gününde Arin Mirkan resimleriyle sokaklara akabiliyor vb. vb. Kadınların, bu sınırları aşan dayanışması birbirini besliyor ve birlikte daha güçlü bir mücadele hattı çıkartıyor ortaya.

Kadınların her bir ülkedeki taleplerinin diğer ülkelerdeki kadınlarla ortaklığı da bu dayanışmayı güçlendiriyor. Örneğin Meksika’da yüz binlerce kadının sokaklara çıkıp meclis binalarını ateşe veren öfkesinin aynısını coğrafyamızda “Ölmek istemiyorum” diyen Emine Bulut’un çığlığında hissetmemek mümkün.

 

Kadınların ortak sorunları, uluslararası alanda kadın dayanışmasının da temellerini oluşturuyor

Her bir ülkedeki kadın isyanlarının ortak bir diğer yönü de, anda kadınların en yakıcı, en yaşamsal sorunlarına odaklanması, o ülkedeki hemen hemen tüm kadınlara dokunmasıdır. Örneğin Mısır’da kadınların “ekmek isyanı” Mısırlı kadınların ayrıcalıklı bir kesimi dışında tümünü kapsamakta, doğrudan yaşamlarına dokunmaktaydı.

Ya da Polonya’da kürtajın yasaklaması, hatta tecavüz sonucu oluşan gebeliğin sonlandırılmasının dahi yasak kapsama alınması bütün kadınlar açısından yaşamsaldı. Hatta Trump’ın ABD başkanı olarak göreve başlayacağı gün sadece ABD’de değil tüm dünyada kadınların sokağa çıkması, Trump’ın temsil ettiği zengin, beyaz, erkek, heteroseksist, kürtaj karşıtı, kadın düşmanı tüm simgelere karşı yaşamsal bir tepkiydi.

Diğer yandan örneğin Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline karşı uzun soluklu mücadelede de olduğu gibi, herkesin bir parçası olabileceği bir sürecin örgütlenmesini kadınların önemli bir başarı ve becerisi olarak görmek gerekir.

Evinde sosyal medyadan yaptığı paylaşımdan sokak ayağına kadar kadınların önemli bir kesimini bu sürecin bir parçası haline getirebilmiş bir mücadele hattı izlenmesi, sözleşmenin ne getirdiğinin, iptalinin ne anlama geldiğinin açık ve sade bir şekilde topluma anlatılabilmiş olması sonucun başarılı olmasında önemli bir etken olmuştur.

Yine sözleşmenin iptaline karşı mücadeleden devam edersek, kadınların sadece savunma, haklarını koruma temelinde bir çizgi izlemediğinin, haklarını savunan ama aynı zamanda karşı hamle yapan taleplerini de gündemleştirdiğinin altını çizmek gerekir. “İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula” sloganı bu anlamıyla öğreticidir. (Bir başka örnek de 2012’de kürtajın kısıtlanmasına yönelik başlatılan saldırının “Kürtaj haktır, Roboski katliam” sloganıyla karşılanmasıydı.)

Ve son olarak, kadınların birleşik mücadelesinin katılan tüm kesimlerin farklılıklarına değil, ortaklığına yapılan vurguyla başarılı olduğunu söylemeliyiz. Kadın, LGBTİ+ düşmanı, zorba patriarkal sisteme karşı kadınların birlikte güçlü olması esprisi slogan olmaktan çıkartılıp somutluk kazanmıştır bu kadın isyanında.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu